#irvinyalom'un diğer kitapları düşünüldüğünde #ölümkorkusunuyenmek adlı kitabını çok iddialı bulmadım😊Ama yine bir solukta okunan,kısa fakat etkileyici,farkındalıkları artırıcı bir öykü ile bizleri farklı bir yolculuğa çıkarıyor 😉 (TANITIM BÜLTENİNDEN) “Bir şeyler oluyor… Geçmişim durmadan aklıma geliyor… İkili hayatım, gece ve gündüz, hepsi birbirine giriyor. Konuşmamız gerek.” Yalom kalbi kırıkları iyileştiren bir psikiyatrist, Robert Berger ise kalp cerrahıdır. Tıp fakültesinde birlikte okuyan ve birbirlerini çok seven iki arkadaş, mezuniyetlerinin ellinci yıl dönümünde Berger’in isteği üzerine sessiz bir köşeye çekilir. Farklı ortamlarda yetişseler de Yahudi Soykırımı onların yıllardır konuşmaktan kaçındıkları ortak geçmişleridir. Artık yetmişlerinin sonlarına yaklaşan Yalom ve Berger için dile getirilmemiş acılarla yüzleşme vakti gelmiştir. Macaristan’daki Yahudi Soykırımı’ndan sahte Hristiyan kimliğiyle sağ çıkan Berger, yakınlarını kaybetmenin ve öldürülen insanlara yardım edememenin neden olduğu duyguları yaşamı boyunca tehlikeyle iç içe yaşayarak, onu kontrol altında tutmaya çalışarak ve kendini hayat kurtarmaya adayarak bastırmıştır. Ancak iş için gittiği Venezuela’da burun buruna geldiği tehlike, acılarını tetikleyerek bir kâbus görmesine yol açar. İki yakın arkadaşın arasındaki uzun sessizliğin sonu da işte bu kâbus olmuştur. Yalom, yaşadığını hissetmek için sadece çarpan bir insan kalbini avuçlarında tutmaya ihtiyaç duyan bir adamın anılarını bizlerle paylaşıyor. Yazarın geçmişine de kısa bir bakış niteliğinde olan Ölüm Korkusunu Yenmek, bir bastırma, yüzleşme ve iyileşme hikâyesi. “Yalom nadir görülen bir kombinasyona sahip; hem bir sanatçı hem de coşkulu bir bilim insanı.” San Francisco Chronicle #hayallervekitaplar #pegasusyayınları #okudumbitti

Sevgili dostlarım En sevdiğim yazarlardan biri Yalom.Yine dolu dolu bir kitap.Kitap iki bölümden oluşuyor.İlk bölümde ölüm korkusunu yenmek isimli hikaye,ikinci bölümde de yazarla yapılan uzun bir röportaj yer alıyor.Hikayemizin konusu;Yalomun tıp fakültesini birlikte okuduğu arkadaşı Robert Berger,mezuniyetlerinin ellinci yıl dönümünde Yalom`la konuşmak ister.Sessiz bir köşeye çekilirler.Robert son zamanlarda kabus gördüğü için arkadaşından yardım ister.Yalom,arkadaşının bu zamana kadar hiç bilmediği anılarını dinlemeye başlar.Robert Yahudi soykırımından sahte hıristiyan kimliğiyle kurtulmuştur.Her an ölüm korkusuyla yaşamak ve arkadaşlarının hayatını kurtaramamak çok derin yaralar açmıştır Robertta.Yalom üzülerek dinler arkadaşını.

Yalom genel olarak kitaplarında ve mesleki çalışmalarında ölüm olgusunu odak noktasına almış bir psikoterapist. Bunu daha önce okuduğum Günübirlik Hayatlar eserinde de gördüm. Bu defa hikayede danışanlarından birini değil dostuyla yaptığı yarı sohbet yarı terapivari bir olayın içinde buluyoruz kendimizi. Sıkça kitap ve filmlerde rastgeldiğimiz Yahudi Soykırımının bu defa bir psikoterapistin dilinden psikolojik analizini de okuyoruz. İşkenceye, aşağılamaya bir insanın nasıl da alışabildiğini okuyunca insanın içinin burkulduğunu söylemek yanlış olmaz. Diğer yandan işin sonrası boyutunda yaşanan kabuslar, başa çıkmalar anlamında Berger'in kendine has sürecini okuyoruz. Yazar bu süreci psikolojik olarak da yorumladığı ve olaya hem analizsel hem de hafif fantastik bir boyut da kazandırdığı için benim için çok doruk bir noktada bitti. Sonrasında da bu kitabı yazarken ve genel olarak kendiyle ilgili yaptığı röportajı okudum. Ne diyebilirim ki, Yalom bana göre yaşatmaya çalıştığı ekol ve oluşturmaya çalıştığı yazarlık stili açısından farklı biri. Bu yüzden de onu okuyup yazdıklarından etkilenip ilham almamak zor. 💫