
Bir Delinin Anı Defteri; Palto-Burun, Petersburg Öyküleri ve Fayton
- Yazar : Nikolay Vasilyeviç
- Yayımcı : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- Baskı Tarihi : 2018
- Sayfa Sayısı : 224
- ISBN : 9789944888035
- Baskı : 2.Hamur
Bir Delinin Anı Defteri; Palto-Burun, Petersburg Öyküleri ve Fayton
Gogol'un en ünlü öykülerinin yer aldığı bu kitap her yaştan okurun zevkle okuyacağı bir klasik.
-
Oğuz Aktürk
İncelememin daha detaylı ve kitapla ilgili çizimler içeren hali için blog'uma bakmanızı öneririm : https://kitapciziyorum.blogspot.com.tr/2018/02/bir-delinin-defteri-palto-burun.html?m=1 Kitap, Neva Bulvarı, Burun, Portre, Palto, Bir Delinin Anı Defteri, Fayton adlı eserlerden oluşmaktadır. Neva Bulvarı, Bağdat Caddesi, Şanzelize... Hiç fark etmez. Hepsi benzer özellikte caddeler. Sosyetik insanların ayak bastığı hatta bastıkları yerleri de sosyetikleştirdiği dünyanın çeşitli yerlerinden caddeler bunlar. Ortak özellikleri ise ışıl ışıl olmaları, rengarenk bir renk cümbüşü içerisinde insanlara lüksü, gösterişi, kapitalizmi, zenginliği ellerinden en göz boyayıcı şekilde nasıl geliyorsa o şekilde halka sunmak. Fakat... O da ne? Neden böyle sokaklardaki insanlar aslında siliktir hep? Yoksa parası olmayan silinmeye mahkum mudur? Üst ve alt sınıf, rütbe ayrımları olduğu sürece renkler bile bu tür sosyetik caddelerde üstlere gider. Altlara inmeyi hiç istemezler. Sınıflaşan hava bile bir süre sonra yükselebilir. Sanki her yer rengarenk bir göz boyama tablosu gibidir. Gittiğiniz devlet daireleri bile o göz boyayıcı renklerle çepeçevre sarılmıştır. Renklerin ve paranın göz alıcılığının bu kadar insan gözüne sokulmaya çalışıldığı yerde, sokaklarda içleri ve beyinleri boşaltılmış insanların gezmesinin ne önemi vardır ki zaten? Çizimleri yaptıktan sonra bile insanların teker teker silinmelerinin ardından onları tekrar çizmem ne kadar da acıydı öyle. Sanki kişiliklerini kendilerine hatırlatan ben gibiydim. Belki de bütün bu insanların devlet dairelerinde kalem memuru olmalarının silikliği benim kalemime de bir çağrı yollamış olabilirdi. Mega şehirler insanı yer yutardı, bu dünyanın her yerinde değişmeyen bir kural gibiydi. Neva Bulvarı da aynı şekilde parası olmayan insanları içinde yok eden bir girdaptı. Hoş geldiniz diyordu içinde barındırdığı insanlara fakat boş gidiyordunuz farkında olmadan. - Burun kısmını anlattığım yer spoiler içerebilir. Kitabı okumayanlar bu kısmı okumasa daha iyi olur ama çizimlere bakmakta pek sakınca olmaz.- Düşünün, bir gün bakkaldan her gün aldığınız gibi bir ekmek almışsınız ve kestiğiniz o ekmeğin içinden başkasına ait bir burun çıkıyor... Nedir bu acep? İnsanların yüksek rütbe, gösteriş ve sosyete hayalleri arasında belki bir gün siz de burnunuzu beraberinde kılıcı ve kafasında asil şapkasıyla sizin hayatınız boyunca hayal ettiğiniz mekanlara giderken, kadınlarla konuşurken ve caka satarken bulabilirsiniz. Bütün insanların gözü yükseklerdedir aslında. Bu da insanların "burnu büyük" olmalarını sağlayan ilk etmendir. Gogol'ün de dediği gibi burnunu yüksek rütbelerde gören bir Burunov'un yerine bütün herkes bir gün Burunov olma arzusu içerisinde yanıp tutuşabilir. Biz en çok egomuzu beslemeyi severiz çünkü. Kitabın portre kısmı ise en sevdiğim kısımdı. Zweig'ın anlatımına da benzeyen heyecan süreçleri, kitaptaki gerilimin ve heyecanın yükseldiği yerlerle beni tam bir etki çemberi içerisine aldı da diyebiliriz. Aslında biz de çoğu zaman bakmaya dayanamadığımız gözlere bakarız Portre kitabındaki gibi. "Gözlerin anlatıyor her şeyi." demeyi istediğimiz insanlara bakar dururuz Athena'nın dediği gibi. Fiziksel detaylardan ziyade en çok detayı gözlerin tam da derinlerinde buluruz. Bu gözlerin içinde neler neler yoktur ki... Para kazanma hırsı, rütbe hırsı, insanların diğer insanları ezme kibirleri ve daha niceleri... Fakat, Fernando Pessoa dememiş miydi "Ne zevk, ne ün, ne iktidar: özgürlük, yalnız özgürlük." diye? Ne kadar bu hırslar içerisine hapsolursak o kadar da özgürlüksüzlüğümüze hapsolurduk bir bakıma. Hırs ve para yönünden ise fakirsen hiçbir anlam ifade etmezdi varoluşun. Sosyete seni şehrin o kaotik ortamında yok ederdi. Dostoyevski dememiş miydi "Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık." diye? Gerçekten de Dostoyevski, Çehov, Tolstoy, Gorki, Turgenyev ve daha nicesi bu paltodan çıkmış gibiydi. Memurların ve özellikle de kalem memurlarının delicesine sıkıcılıktaki rutin hayatları, Kafkaesk bürokratik hiyerarşi dünyasının bize hatırlattığı kasvet, gamsız öküz Akaki Akakiyeviç'e hediye ettiğim https://www.youtube.com/watch?v=W57wR1vHbUw Gamsız Öküz şarkısı, hakim, savcı, kaymakam, vali gibi önemli devlet adamlarının insanı gerim gerim germesinin öyküsüdür diyebiliriz bir bakıma Palto'ya. Bir Delinin Anı Defteri'nde harika sosyete ve popülist kültür eleştirilerini bulabileceğimiz, Fayton öyküsünün son sahnesiyle de insanların elde ettiklerinin iç görünüş ve dış görünüşleri, rütbeleri orantısında elde ettikleri hürmet konularına eğilen Gogol'ün bu kitabını çok sevdim. Her yol Roma'ya çıkmaz ama Neva Bulvarı'na çıkabilir. Eğer buraya kadar okuduysan bil ki seviliyorsun, keyifli okumalar dilerim.
-
Kapalı Hesapppp
Kitap içerisinde bulunan öykülerden en çok Burun,Palto ve Bir Delinin Anı Defterini beğendim. Gogol karakterlerinin ruh hallerini çok iyi yansıtıyor. Okurken Dostoyevski kitabı okuyor gibi hissederseniz şaşırmayın. Çünkü Dostoyevski Gogol'den etkilenmiştir. "Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık" sözü de bunu doğrular nitelikte.
-
Handan Erdogan
Nikolay Vasilyeviç Gogol seninle tanışmamı sağlayan kitapla karşı karşıyayım. Öykülerinin kurgusuna hayran kalmamak elde değil. Seni kütüphanemde uzun süre beklettiğim için özür diliyorum. Seni bekletmek kesinlikle benim için bir kayıpmış. Kitap yorumlamasına gelecek olursak: ustalıkla kurgulanmış birbirinden güzel öykülerin derlendiği bir kitap olmuş. Her öyküde değişik mistik yanlar olsa da gerçek hayat incelikle işlenmiş öykülere. Her biri birbirinden güzeldi. Bin bir zorluklarla para biriktirip kendine palto diktiren devlet memurunun hikayesi Palto, kendini İspanya kralı sanan pırıl pırıl bir kafaya sahip adamın hikayesi Bir Delinin Hatıra defteri, gizemli bir tablo hikayesi Portre ve niceleri... İçinize dokunacak güzel öykülerden oluşan bir kitap. Okuyunuz okutunuz....
-
ahsen berin
Kara mizah! Gogol dönemine insanlığın absürd yanlarına ve memur sınıfına çok güzel ışık tutuyor. Eser altı hikayeden oluşmakta. Neva Bulvarı : Ahlaki yozlaşma da topluma ayak uydurmak ya da uydurmamak bunu ele alan bir öykü. Bizde ki yanlış batılaşlamanın Rus hali. Burun : Benim en sevdiğim en etkilendiğim öykü oldu. Para için değişen, kendini büyük gören memur sınıfını çok güzel eleştiriyor. Fantastik ögelerinde fazlaca yer aldığı hikaye de çok güldüğüm kısımlar oldu. Portre : Sanata sanatçıya ve sanat algısına küçük küçük dokundurmalar yapılan fantastik bir hikaye. Palto : Hepimiz Gogol'un Paltosundan çıktık. Bir Delinin Anı Defteri ve Fayton son iki hikaye. Tabi ki Burun ve Palto'dan sonra çok sarsan hikayeler olmadılar ama Bir Delinin Anı Defterinde Avrupa ülkelerine (özellikle İspanya ve Fransa bolca gönderme mevcut.)
-
İlayda Kılıçoğlu
#okudumbitti Ekim / 15 Dünya edebiyatı yazarlarından sanırım en sevdiğim Gogol olacak. Özellikle eserlerin yazıldığı dönemleri göz önünde bulundurursak zekasına ve kalemine hayran kalmamak imkansız. Eserinde 6 farklı hikaye bulunuyor. Elbette beni en etkileyen palto hikayesi oldu. Hala hikayenin etkisindeyim ve ne zaman bir palto görsem bu hikayeyi hatırlayacağım. Ardından portre hikayesini etkileyici buldum. Her iki hikayede de isabetli ince mesajlar veriliyor. Sizin yazarın şu kitabını da mutlaka oku dediğiniz var mı?
-
müşerref köse
Kitap toplamda altı hikayeden oluşuyor. En sevdiklerim kitaba da adını veren Burun ve Bir Delinin Anı Defteri oldu. Özellikle burun öyküsüyle Gogol,30 sayfada ne kadar çok önemli şeyin anlatılabileceğini kanıtlamak istemiş sanki."Benden bütün burnu büyüklere gelsin bu hikaye "demiş zannımca.😂 Zira Bir Delinin Anı Defterini okuyunca bu tezim kanıtlanmış oldu. İspanya kralı olmak herkese nasip olmuyor nihayetinde😂😂 Zaman zaman tebessüm ettiren,çokça düşündüren,hüzünlendiren bu kısa öyküleri tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
-
Rmzy Insan
''Adeta roman kahramanı bir yiğitti.'' Roman kahramanlarının standartları var mıydı diye düşünmeme sebep oldu bu söz.
-
başak karaköse
İçlerinde en çok paltoyu beğendiğim eser.Gogol un müfettiş eserini çok beğendikten sonra bunları okumak istedim.Burun biraz saçma ve sıkıcı geldi bana.Zaten Gogol biraz komik biraz laçka dili kullanmayı sevse de ben burunu sevemedim.Paltodaki 657 mantalitesinin üstüne bir arpa boyu yol alamadığımızı gördüm.Tam anlamıyla çok iyi diyemesem de palto için kesinlikle okunur🕵🏻♂️