Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi

Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi

  • Yazar : Ayfer
  • Yayımcı : Can Yayınları
  • Baskı Tarihi : 2019
  • Sayfa Sayısı : 495
  • ISBN : 9789750722127
  • Baskı : 2.Hamur
8

Bu Kitabı Değerlendirmek İster Misiniz?

Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi

Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi, inanılmaz bir hızda seyreden, durmadan kendini çoğaltarak gelişen bir roman. Mekân ve zaman sınırı tanımayan, bir ucu 19. yüzyılda, bir ucu günümüzde, yazınsal bir Türkiye panoraması. Şaşırtıcı bir öykünün bittiğinin sanıldığı yerde, okuru olmadık bir öyküyle yeniden afallatan bir "insan manzaraları" kitabı. Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek adlı kült kitabın yazarı Ayfer Tunç, bu kez, Karadeniz'in küçük bir kentinde denize sırtını dönmüş bir akıl hastanesinden yola çıkarak, akıllara durgunluk veren kişilerin yaşam zincirlerinden müthiş eğlenceli bir roman örüyor. Yalan Yanlış, yaklaşık yüz yıllık bir kesitte, siyasal ve toplumsal dönüm noktalarının insanların yaşamlarında bıraktığı izleri sürüyor. Yalan Yanlış'ı soluk soluğa okurken, Türkiye'nin bütün hallerini yaşayacak, belki de insanlığın ortak hikâyesiyle yüz yüze geleceksiniz.

  • Kübra Yağız Kübra Yağız

    Kısaltılmış haliyle "Deliler Evi" ya da "Yalan Yanlış", yüzlerce karakteri olan, karakterlerin yaşamları anlatılırken bir eşyadan ya da o hayattan geçen bir insandan yola çıkarak bir başka karaktere yani bir başka hikayeye geçen bir roman. Kitap akıl hastanesinde başlıyor ve yine orada bitiyor, bu sırada bir asır geriye dönüyor ama öyle”o zaman" ve "bu zaman” değil, sürekli zamanın içinde kişilerin hayatlarında geziniyor, o zamandan geçen karakterlerin hayatlarını anlatıyor. Okurken sürekli düşündüğüm şey bu kitabın nasıl yazıldığıydı. Her şeyden önce müthiş bir zeka örneği. Ayfer Tunç, öykülerinde bile hikaye içinde hikaye yazdığını tek bir hikayeyle yetinemediğini söylüyor, bu özellikleri taşıdığından Yalan Yanlış’ı da zevkle yazdığını tahmin edebiliyoruz. Deliler Evi için “Türkiye Panaroması” denmiş ama ben okuyunca o kadar da değil dedim. Evet bu Türkiye ama sadece bu mu? Sadece yazılanların olduğu iddia edilmiyor elbette. Sadece bu kadar geniş bir açıda neden dar bir çerçeveden bakıyormuş gibi hissettiğimi anlayamadım. Ayfer Tunç bir söyleşide: Deliler Evi’nde herkes kötü-kötücül-deli değil. Ama kötülük dominant bir durum olduğu, mürekkep gibi koyu bir leke bıraktığı için, onca sayfa okunduktan sonra akılda kalan iyilik ya da erdem değil, kötülük veya ahlaksızlık oluyor. bunu okuyunca evet ya dedim bir tane bile düzgün aklı başında insan yoktu, yalanlar dolanlar aldatmalar hastalar hastalar hastalar delirmiş bunlar! Kitapta bahsi geçen akıl hastanesi Karadeniz’de, Of’ta, denizin kenarında olmasına rağmen sırtını duvara vermiş, denize bakan duvarında tek bir penceresi olmayan bir bina. Bunun neden bu şekilde olduğunun bir açıklaması var ama doğru düzgün bilen yok, okuyucu ve anlatıcı dışında. Okurken konferans salonunda sahnenin hemen arkasında bir deniz olduğu halde göremediğiniz için bunalıyor, kapıyı pencereyi açmak isteyebiliyorsunuz. İlahi bakış açısıyla yazılmanın verdiği güce mi dayanarak bilmiyorum ama karakterlerin konuşması dışında doğru yazılmayan kelimeler beni rahatsız etti. Bilinçli olarak yapıldığı için ve her kelimede yapılmadığı için neden böyle yapılığını anlayamadım. Karakterin imla bilgisinin yaptığı eylemin adını değiştireceğini düşünmüyorum. Mesela sonlara doğru bir yerde “mustarip”denmiş. Buna gerek var mıydı, yoktu… Bunları görmezden gelmeye çalıştım ama kelimelerle aramdaki o bağ görmememin önüne geçti ya da önünü açtı. Kitabın karakterlerini güzelce yazıp ayırmayı çok isterim ama bu çalışmayı yaparken delirme ihtimalim olduğundan hiç kalkışmıyorum, yayın evi tarafından yapılsa muhteşem olur.(Kitapta 306 karakter olduğu söyleniyor) Bana ruhsal ya da zihinsel pek bir şey tanımlamadığı halde zevkle okuduğum bir kitaptı, “en kısa zamanda tekrarlayalım.”

  • Elif Kaya Elif Kaya

    #okudumbitti Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi, Ayfer Tunç'un okuduğum ilk kitabı ancak sanıyorum ki son kitabı olmayacak. Farklı bir roman okumak isteyenler için oldukça sıradışı diyebileceğimiz bir yapıt. Hikaye ya da hikayeler demeliyim, bir karadeniz şehrinde kör cephesi denize dönük bir akıl hastanesinde başlıyor. Sıradışı mimarisi ile dikkat çeken bu hastanenin başhekimi, doktorları ve hastaları ile bunların hayatlarına bir şekilde değmiş ya da teğet geçmiş yüzlerce kişinin (sayan arkadaşlar 248 karakter olduğunu söylüyor) hikayesini soluk almadan okuyorsunuz. Hatta sanki böyle mahallenin herşeyden haberi olan bir teyzesi oturmuş nefes almadan size tüm dedikoduları anlatıyormuş gibi hissediyorsunuz. Kimi zaman kahkaha attığım, kimi zaman açıkta kalan ağzımı elimle kapatmak zorunda kaldığım hikayeler uzunca bir zaman için dedikodu ihtiyacımı karşılamış gibi duruyor. Belirtmeden edemeyeceğim, her hikaye bir bölüm olarak değil, konudan konuya kişiden kişiye atlayarak ve bölüm arası olmaksızın devam ediyor. Çok ama çok ilginç bir kitap kesinlikle. Yazarın bu kadar hayatı hiçbir mantık hatası yapmaksızın böyle kurgulayarak bir halk portresi oluşturmuş olması gerçekten sıradışı bir yetenek. Bence ölmeden önce mutlaka okumanız gereken bir eser. Şiddetle tavsiye ederim.

  • Ayşegül Genç Ayşegül Genç

    Kurgusunu çok beğenen bir arkadaşımın övgü dolu tavsiyesi ile başladım. İyi ki de başlamışım. Beni yazarına hayran bırakan bir kitap oldu. Bu kadar çok karakter, bu kadar çok mekan, hikaye içinde hikaye zaman içinde zaman olmasına karşın hem akıcı hem sürükleyici bir bütünle kurguyu toparlamak her yazarın harcı olmasa gerek. Tebrikler Ayfer Tunç. Tavsiyemdir okuyunuz😊lele

  • Gizem Dağlı Gizem Dağlı

    Türkçe öğretmeni olan bir arkadaşımın tavsiyesiyle okumaya başladığım bir kitap..Kitapta o kadar çok karakter var ki önce boşlukta süzülüyormuşum gibi hissettim kendimi, nasıl aklımda tutcam bıraksam mı acaba dedim sonra akışına bırakıp okumaya devam ettim vee Ayfer Tunç’a hayran kaldım. Karadeniz kıyısında olduğu halde sırtını Karadeniz’e çevirmiş ve denize bakan cephesinde tek bir duvarı olmayan bir hastanede başlıyor kitap ve yine bu hastanede bitiyor ama arada neler anlatıyor neler..Kitabın sonunda kitapta geçen tüm karakterlerin hepsini bulabileceğiniz ve hepsinden kısaca bahseden bir bölüm yapması da süper bir fikir.. Çünkü okuduğun ve unuttuğun bir karakteri geri dönüp sayfalarda aramak zor, zira bazı sayfalarda o kadar çok karakterden bahsediliyorki.. Bu kadar çok karakter ve nerdeyse 100 yıl aralığını anlatan karmakarışık ama mükemmel planlanmış bir şaheser! Herkes deneyimlemeli diyorum ve bugüne kadar okuduğum en ilginç kitaplar arasında ilk beşe girdiği için (5/5)

  • sevda sayılar sevda sayılar

    #birdelilerevininyalanyanlışanlatılankısatarihi #ayfertunç Ayfer Tunç'un okuduğum ilk romanıdır.Karadeniz sahil kentinde denize sırtını dönmüş bir hastanenin, Ruh sağlığı hastanesine dönüştürülmesi ile başlayan olaylar dizisi.Denize bakan kısmında pencere olmaması bu hastanenin en büyük özelliği.Normal bir hastaneden akıl hastanesine dönüştürüldüğünde, tuhaf bir kullanım alanına sahip bir mekan oluşuyor.Çok fazla karakter bulunmaktadır.Her biri birbirinden renkli ve bir şekilde ucu birbirine dokunan karakterler.Keyifli ve eğlenceli bir kitap,çok seri bir şekilde okuyabilirsiniz.İlk başta fazla karakterden ve konudan konuya atlaması kafa karıştırıcı gelebilir ama okudukça daha rahat adapte olabilirsiniz.İnsan oğlunun doyumsuzluğu,bencilliği,hep daha iyisine ulaşma arzusunu yaşayan karakterler ve hüsranla sonuçlanması.Okunacak kitaplar listesine alabilirsiniz.Kahkahalarla okuyacaksınız tavsiye edilir😉

Bu Kitap Hakkında Yorum Yaz;

× Üzgünüz! Yorum yapabilmeniz için üye olmanız gerekmektedir!
Bu Kitaba Sahip Olanlar
Henüz bu kitaba sahip olan bir üyemiz yok
~

YazaraAit Diğer Kitaplar